Albüm yapan müzisyenlerin asıl amacı albümü sadece yayımlatmak değil, fazla dinleyiciye ulaştırmak olmalı. Bu durumda dijital medya pazarlamasının önemi

 Albüm yapan müzisyenlerin asıl amacı albümü sadece yayımlatmak değil, fazla dinleyiciye ulaştırmak olmalı. Bu durumda dijital medya pazarlamasının önemi

A large-diaphragm condenser microphone upfront with a musician holding a black electric guitar in a blurred background

Neden böyle bir yazı yazmak istedim: Fazla sayıda müzisyen arkadaşımdan aynı şikayeti dinler oldum. ‘’Albümü çıkardık, hiç bi şey olmadı. Şirket hiç pazarlama yapmadı. Youtube’ da 150 dinlemede kaldık. Spotify’ da 1000 dinleme bile yok’’. (Suçlu şirket mi?)  Ya da: ‘’Abi sen albümü piyasaya çıkar, pazarlama için bütçem yok. Hele bi çıksın, sonra bakarız’’ (Albüme o kadar masraf yapmışsın ama en önemli şeye bütçen yok. Ama beklenti tavan)

Günümüzde uzun yazıları kimse okumuyor. Onun için kısa yazmaya çalışacağım. Becerebilirsem ne mutlu bana 🙂

1. DİJİTAL MEDYA PAZARALAMA MALİYETİNİ KİM KARŞILAR:

a. Sanatçıdan para kazanacağına emin ise plak şirketi karşılar. Özellikle yeni çıkan sanatçılarda nadiren görülen bir durumdur.

b. Sanatçının kendisi karşılar ya da kendi imkanlarıyla karşılatacak bir sponsor bulur. Çok sık görülen bir durumdur. Bu ‘’kendi imkanları’’ sanatçıdan sanatçıya değişiklik gösterir.

2. DİJİTAL MEDYA PAZARLAMASI YAPILMAZSA NE OLUR?
a. Tanınmış ve ratingi yüksek bir sanatçı ise albüm kendiliğinden yürür gider. Çünkü dinleyici ‘’müziği’’ değil sevdiği ‘’sanatçıyı’’ dinlemeyi seviyor. Bu durumdaki sanatçılara da şirketler zaten ciddi pazarlama bütçeleri ayırırlar. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

b. Tanınmamış, hele yeni çıkan bir sanatçıysa o albüm sadece eş, dost sayesinde birkaç yüz izlenme alır ve orada kalır. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi müziğini yapmış olmanız da hiç bir fark yaratmayacaktır. Yani o albümden ticari anlamda bir şey olmaz. Kimsenin albümden haberi yoksa nasıl dinlesin ki? ‘’Ben ticari düşünmüyorum’’ diyorsanız, neden albüm çıkarıyorsunuz? Parçalarınızı whattsapp tan arkadaşlarınıza gönderin dinlesinler

3. MÜZİSYEN KENDİ DİJİTAL MEDYA PAZARLAMASINI KENDİSİ YAPABİLİR Mİ?,
a. Yapabilir. Müzisyenler müziği bırakıp bu işi meslek edinirlerse tabi ki yapabilirler.

b. Yapamaz. Sadece yaptığını zanneder. Bu işin de her işte olduğu gibi bu profesyoneller tarafından yapılmasında yarar vardır. Bu bir uğraşı değil bir ‘’meslektir’’. Zaman zaman günde 24 saat bilgisayar başında oturmayı gerektiren zor ve tam zamanlı bir meslektir. Müzisyen müzik mi yapsın, pazarlama mı yapsın? Bu tercih meselesi.

4. MÜZİSYEN ZATEN PLAK ŞİRKETİNE GÜVENMİYOR. AYNI ŞİRKETİN MEDYA PAZARLAMA EKİBİNE NASIL GÜVENSİN? (BÖYLE BİR EKİP VARSA TABİ:)
a. Güvenmesin. Ama sonra da ‘’bana hiç yardımcı olmadılar’’ diye sızlanmasın. Zaten yurdum insanının en büyük derdi güvensizlik. Müzisyenin en büyük başarılarından biri de doğru ve güvenilir adresi bulmaktır.

b. Yazılı sözleşme yapsın ve güvensin. Güvenmezse ne kaybedeceğini düşünsün: Büyük çabalarla yoktan var ettiği eseri dinleyiciye ulaşmazsa ne kaybeder? (Çıtayı alçak tutalım) Yüzbinlerce kişiye ulaşırsa ne kazanır?


5. Dijital medya pazarlama ile ilgisi olmamakla beraber pazarlamanın sonuçlarını (istatistikleri) şirkete sormadan, anında görebilmek ve hedef kitleyle kolay iletişime geçebilmek için yararlı bazı enstrümanlar var. Albüm(leri)ü piyasaya çıkmış olan bir çok müzisyen arkadaşıma şu soruları soruyorum:
a. Apple music artist hesabın var mı?

b. Spotify artist hesabın var mı?

c. Youtube kanalın ‘’resmi’’ artist kanalı olarak Youtube’ a tanıtıldı mı? Takipçi sayısı ve toplam izlenme süresi kanalının para kazanmaya açılmasına yetecek seviyeye ulaştı(rıldı) mı?

d. Piyasaya sürülen albümündeki parçalar plak şirketinin (para kazanmaya açık) resmi Youtube kanalına ‘’official audio’’ olarak yüklendi mi?

Bu yazıyı müzisyenlerin okuyacağını düşünerek yazdım. ‘’DİJİTAL MEDYA PAZARLAMA’’ olayı isim olarak çok iddialı ve pahalı gibi görünse de gerçekte öyle korkulacak bir durum yok. Kısaca özetlemek gerekirse: Ne kadar ekmek o kadar köfte:) Herkesin karşılayabileceği ufak bütçelerden başlayıp milyonlarca liraya kadar çıkabilen tanıtım bütçeleri var bu dünyada. Yani herkesin imrendiği ya da en azından ‘’olsa ne iyi olur’’ dediği milyon (gerçek) izlenmeler öyle kendiliğinden olmuyor. Birilerinin elini taşın altına koyması gerekiyor. ‘’ Aa ben zaten 10 dolara yüz bin izlenme satın alıyorum’’ diyorsanız hiç görüşmeyelim, bu yazıyı da boşuna okudunuz zaten :)))))
Sevgilerimle,

1 Comment

  • Like!! I blog frequently and I really thank you for your content. The article has truly peaked my interest.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir